5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun tanımlar başlıklı altıncı maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi hükümlerini de göz önünde bulundurarak “çocuk” deyiminden henüz on sekiz yaşını doldurmamış olan kişilerin anlaşılması gerektiğine dair bir tanıma yer vermiştir.
Yaş küçüklüğü, kusurluluğu etkileyen bir hal olarak karşımıza çıkmaktadır. Zira, kişinin doğruyu yanlıştan ayırt edebilme yetisi bakımından yaş küçüklüğünün yadsınamaz bir önemi vardır. Bu hususu göz önünde bulunduran kanun koyucu TCK’nın 31. maddesinde yaş küçüklüğü başlığı altında ayrıca bir düzenlemeye yer vermiştir.
TCK’nın 31. maddesine bakıldığında: (1) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Bu kişiler hakkında, ceza kovuşturması yapılamaz; ancak, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.
(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanların işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması hâlinde ceza sorumluluğu yoktur. Ancak bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. İşlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı hâlinde, bu kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde dokuz yıldan onbir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların yarısı indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası yedi yıldan fazla olamaz.
(3) Fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde onsekiz yıldan yirmidört yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların üçte biri indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası oniki yıldan fazla olamaz” denilmektedir.
Burada kanun koyucu üç farklı yaş grubuna göre düzenleme yapmıştır. İlk ayrımımız on iki yaşını doldurmamış olan çocuklardır. Fiili işlediği sırada on iki yaşını doldurmamış olan çocukların hiçbir suretle cezai sorumlulukları olmayacaktır. Kaldı ki on iki yaşını doldurmamış olan bir çocuğa ceza yaptırımı uygulanacağı hükmü bağlanmış olsaydı, bu durum suç işleyen kişiyi ıslah etme ve topluma yeniden kazandırma ceza politikası ile de uyuşmazdı. Burada dikkat edilmesi gereken husus çocuğun fiili işlediği sıradaki yaşıdır. Ayrıca kanun koyucu, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir diyerek hakime takdir yetkisi tanımıştır. Çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin neler olduğu ve ne suretle uygulanacakları ise 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nda gösterilmiştir.
Fiili işlediği sırada on iki yaşını doldurmuş olup da on beş yaşını doldurmamış olanlar, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya davranışlarını yönlendirme yetisinin yeterince gelişmiş olup olmaması bakımından ikili bir ayrıma tabi tutulmuştur. İşlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması hâlinde ceza sorumluluğu yoktur. Ancak bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. 0-12 yaş grubu bakımından güvenlik tedbiri uygulanması ihtiyari iken, 12-15 yaş grubu bakımından işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması halinde güvenlik tedbirine hükmolunması zorunludur. İşlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmiş olması hâlinde ise ceza, kanunda belirtilen şekilde indirilerek verilecektir.
Fiili işlediği sırada on beş yaşını doldurmuş olup da on sekiz yaşını doldurmamış olan kişiler bakımından, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmiş olup olmadığının incelemesi yapılmayacaktır. Kanun koyucu 15-18 yaş arası grubun işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını kavrayabilecek yetiye sahip olduğunu kabul etmiştir. Her ne kadar böyle bir kabulde bulunmuş olsa da kusur yetisi bakımından tam olarak idrak seviyesine erişilmediği hususunu göz önünde bulundurarak yine madde metninde yazılı olduğu şekilde cezanın indirilerek verilmesini kabul etmiştir.
Av. Mücahit Tayfun MANDIRA & Av. Osman Berk KOCAOĞLU